İstanbul’daki Tarihi Eserler Hakkında İlginç Gerçekler
Antik Roma döneminden bu yana binlerce yıldır farklı uygarlıkların en değerli şehirlerinden biri olan ve bu nedenle birçok farklı adla anılan İstanbul, milattan bu yana Türklerin başkenti ve ardından Türklerin gözdesi olmuştur. gün fethedildi. Gelin İstanbul’da gezilecek tarihi eserler ve gezilecek yerler listesi yapalım.Emin olun günlerce okuyup aylarca gezeceğiniz bir kitap çıkabilir ortaya.
Gelin bu yazımızda İstanbul’da gezilecek bazı tarihi eserlere ve gezilecek yerlere biraz farklı bir açıdan bakalım. Orada yaşıyorsanız ilk boş gününüzde ya da şehre gittiğinizde bu listedeki yerlere tek tek gidin ama daha önce gittiğiniz yerin geçmişini bildiğinizden emin olun. Derin araştırmalara dalmadan önce fikir sahibi olmak içinİstanbul’daki tarihi eserler hakkında bazı sıra dışı bilgileri sizlere anlattık.
İstanbul’da gezilecek tarihi eserler ve yerler hakkında farklı bilgiler:
- Çemberlitaş
- Ayasofya Camii
- galata kulesi
- Topkapı Sarayı
- Yedikule Zindanları
- Ahrida Sinagogu
- Kapalıçarşı
- Rumeli Hisarı
- Bozdoğan Kemeri
- Yoros Kalesi
- Yerebatan Sarnıcı
- Alman Çeşmesi
Hz. İsa’nın mezarından çıkarılan eşyalar saklanıyor:Çemberlitaş
Adı, 330 yılında İstanbul şehrini kuran kişi olarak bilinen Roma İmparatoru I. Konstantin’in adına kısaltılan Çemberlitaş. 8 adet bileziğin üst üste konulmasıyla oluşturulmuştur. Çapı 3 metre olan kuralların her biri 3 ton ağırlığındadır. Üzerinde imparatorun heykelinin bulunduğu Çemberlitaş’ın altında ilk yapıldığında Hz. İsa’nın Kudüs’teki mezarından alınan bazı eşyaların hala saklandığı rivayet edilir.
Antik tapınakların izlerini taşıyor: Ayasofya Camii
532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından katedral olarak yaptırılan Ayasofya, Fatih Sultan Mehmed tarafından camiye çevrilmiştir. Cumhuriyet döneminde müze olan Ayasofya, günümüzde cami olarak hizmet vermektedir. Yapımında on binden fazla kişi çalıştı. Ayasofya’nın bazı sütunları, taşları ve kapıları; Çok daha eski ve antik çağlardan tapınaklardan alınmış ve kullanılmıştır.
Cenevizliler için ayakta kaldı: Galata Kulesi
Bizans döneminde Cenevizliler İstanbul’da özerk bir bölgeye sahipti. Galata Kulesi bu hakimiyeti göstermek için 14. yüzyılın ilk yıllarında inşa edilmiştir. İstanbul’un fethi sırasında Cenevizliler Türklere karşı herhangi bir savunma göstermediler, kule zaman zaman hasar görse de yıkılmadı. Hezarfen Ahmed Çelebi ünlü uçuş deneyini Galata Kulesi üzerinde yaptı.
Kutsal emanetler saklanıyor: Topkapı Sarayı
İstanbul’un fethinden sonra 1478 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un en nezih yerine yaptırılan Topkapı Sarayı, 400 yıldır padişahların ikametgahı olmuştur. İnşa edildiğinde tam 700 bin metrekarelik bir alanı kaplıyordu ama bugün bu alan 80 bin metrekare. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Topkapı Sarayı’nda İslam dünyasının nadide kutsal emanetleri muhafaza edilmektedir.
Hapishane olmak için yapılmadı: Yedikule Zindanları
Roma İmparatoru Theodosius tarafından yaptırıldığı sanılan Yedikule Zindanları, aslında Roma’dan gelen misafirleri ağırlamak amacıyla yapılmış. Şehir Türklerin eline geçtikten sonra yapı genişletilerek önce hazinelerin saklandığı yer olarak kullanılmış. 1430 – 1800 yılları arasında hapishane olarak kullanılan ve bu süreçte Yedikule Zindanları adını alan yapı, Abdülmecid döneminde hayvanat bahçesi olarak da kullanılmış. Yapıdaki gözetleme kulesinden dolayı Yedikule Kalesi olarak da anılmaktadır.
Türklerin ibadet ettiği tek yer: Ahrida Sinagogu
15. yüzyılda Balkanlar’da yaşayan Yahudiler Romaniyotlar tarafından İstanbul’a göç ettikten sonra yaptırılan Ahrida Sinagogu, adını Makedonya’nın Ohri kentinden alıyor. Daha sonra bir başka Yahudi cemaati olan Sefaradlar tarafından kullanılan yapının ibadet platformu, gemi pruvasına benzemesiyle dikkat çekiyor. Sabetaycıların peygamberi Sabetay Sevi, İstanbul’da sadece burada namaz kılardı.Ahrida Sinagogu, 93 Harbi sırasında Türk askerleri için bir dua töreni düzenlemesiyle tanınır.
Kimsenin giremeyeceği yerler var: Kapalıçarşı
Kapalıçarşı’nın daha küçük olan iç bedesteni Bizans döneminde yapılmıştır. Fatih döneminde sandal bedesten kısmı 1460 yılında yapılmış ancak Ana büyük çarşı kısmı Kanuni döneminde yapılmıştır. Kapalıçarşı camileri, okulları, çeşmeleri ve hanlarıyla büyük bir şehir gibidir. Daha önce meslek kümelerinden ayrılan alanlar günümüzde daha serbest işletilse de çarşının bazı noktalarında ziyaretçilerin giremeyeceği hatta göremediği kapılar bulunuyor.
Rekor sürede yapıldı: Rumeli Hisarı
Boğazkesen Kalesi olarak da bilinen Rumeli Hisarı, İstanbul’un fethinden önce Fatih tarafından yaptırılmıştır. şehrin fethinde büyük rol oynamıştır. Yaklaşık bin kişilik bir grup tarafından 30 gün gibi kısa bir sürede tamamlanan kale, 60 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Rumeli Hisarı’nın tarihini buradaki yazımızda detaylı bir şekilde anlattık.
Su perisi: Bozdoğan Su Kemeri’ne ithaf edilmiştir.
İstanbul’daki tarihi eserlerin en eskilerinden biri olan Bozdoğan Kemeri, 4. yüzyılda Roma İmparatoru Valens tarafından yaptırılmıştır. Kemer, Procopius isyanında yıkılan Kadıköy’deki Kadıköy duvarının taşlarını kullanarak. inşaa edilmiş. Bazı bölümleri yıkılmış olsa da orijinal yapısının hala ayakta olduğu Bozdoğan Kemeri, Yunan mitolojisindeki perilere adanmıştır.
Zeus’u onurlandıran yazıtları vardır: Yoros Kalesi
Yoros Kalesi, 13. yüzyılın ikinci yarısında Bizans İmparatoru Paleologos tarafından yaptırılmış ve bir dönem Türk hakimiyetinde kalsa da yaklaşık bir asır Cenevizlilerin elinde kalmıştır. Yunan yaratıcısı Zeus’u onurlandırmak için yapıldığı söylenen kalenin duvarları Yunanca yazıtlarla kaplıdır. Bugün, şehrin ayakta kalan en büyük kale yapılarından biridir.
Hala keşfedilmemiş kanallar var: Yerebatan Sarnıcı
Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 526 yılında şehrin su ihtiyacını karşılamak için yaptırıldığı sanılan Yerebatan Sarnıcı, su kemerlerinden önce, İstanbul’daki tarihi eserler arasında en gizemli olanlardan biridir.Çünkü sarnıcın, dönemin tüm şehir alanına su getirmek için çok sayıda kanalı vardır ve bu kanallar hala tam olarak keşfedilememiştir.
Göz yıkama atılımı: Alman Çeşmesi
İstanbul tarihi eserler arasında en yenilerinden biri olan Alman Çeşmesi, 1901 yılında Alman İmparatoru II. Wilhelm’den bir hediye olarak inşa edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı’na girmemizle de tescillenen Türk – Alman dostluğunun bir nişanesi olarak yaptırılan Alman Çeşmesi aslında Almanya’da yapılıp sökülüp trenlerle İstanbul’a getirilip yeniden kurulmuş. Dostluğun yanı sıra Bağdat Demiryolu ihalesinin Alman firmalarına verilmiş olmasının da bu tür ikramlarda payının büyük olduğu söyleniyor.
Binlerce yıldır birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Tarihi eserler ve İstanbul gezilecek yerler hakkında az bilinen bazı bilgilerden bahsettik. Tabii bu liste çok ama çok daha uzun olabilirdi. Listemizde olmasını istediğiniz yapıları ve ilginç hikayeleri yorumlarda paylaşabilirsiniz.